Dünyaya sağlıklı bir bebek getirmenin 5 kuralı

9 ay 10 günlük zorlu, ancak bir o kadar da heyecanlı hamilelik serüveninden sonra her annenin ilk isteği; bebeğinin sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesidir. İşte bu hikayenizin mutlu sonla bitmesine yardım edecek 5 basit kural.
Anne, sağlığına her zamankinden daha çok dikkat etmeli.
 
Anne adayları öncelikle sigara ve alkolü akıllarından bile geçirmemeliler. Bu zaten hep söylenen ve bebeğini düşünen her annenin uyguladığı bir kural. Diğer kurallar ise biraz daha çetrefilli. Hamilelik sırasında aşırı kilo almak veya aşırı zayıf kalmak hem annenin hem de bebeğin hayatını riske atıyor. Hamilelikte kilo vücut kitle indeksine göre ayarlanmalı. Vücut kitle indeksi, kilonun boyun karesine bölünmesiyle bulunuyor. 20’nin altı aşırı zayıf sayılırken, 35’in üstü de tehlikeli derecede kilolu kabul ediliyor.
 
Bunun yanı sıra, anne adayının enfeksiyonlardan korunması, tansiyon ve şeker ölçümlerinin yapılması bir hayli önemli. Hamilelik sırasında uzun süre ayakta kalmak veya uzun süre hareketsiz kalmak da anne ve bebeği tehlikeye atan faktörlerden. Uzun süre ayakta kalmadan doktorun önerdiği günlük egzersizleri yapmanızda fayda var.
 
Dengeli beslenmenin önemi hamilelikte daha da artıyor.
 
Raf ömrü uzun, içinde katkı maddesi barındıran ürünlerden mümkün olduğu kadar uzak durulmalı. İşlenmiş et ürünleri olan sucuk, salam, sosis gibi gıda maddelerine bir süre el sürmeyin. Hamileliğin ilk üç ayında günlük 1600 kcal kalori anneye yetecektir. Ancak, ilk üç aydan sonra bu miktar 2200 kcal düzeyine çıkarılmalı ve üç ana öğünün yanında üç ara öğün eklenmelidir. Ara öğünlerde meyve, süt, yoğurt, hafif sandviçler tercih edilebilir. Az pişmiş olmamakla birlikte günde en az iki öğün kırmızı et tüketmek de önemli.
 
Yemeniz gerekenleri saydık. Peki uzak durulması gerekenler neler?
 
İçinde her zaman bakteri bulundurma ihtimali olan az pişmiş et ve çiğ yumurta gibi besinlerden uzak durmak önemli. Her ne kadar canınız çekse de pastörize edilmemiş ve küflü peynirleri tüketmeyin. İçinde sinir sistemine zarar veren akrilamid maddesinin bulunduğu patates kızartması ve patates cipsi gibi bol yağlı besinler de tüketilmemeli. Hamilelik döneminde hiç patates tüketilmez diye bir şey yok, sadece kızartmasından uzak durmak yeterli. Yoksa haşlanmış patatesi her zaman yiyebilirsiniz.
 
Hareketsizlik yine en büyük düşman.
 
Hamilelik döneminde kanın, pıhtılaşma eğilimi göstermesinden dolayı hamile kadınların uzun süre hareketsiz kalması tavsiye edilmez. Düzenli yapılan egzersiz hamilelikte önemli bir yer tutar. Ancak her annenin yapacağı egzersiz farklıdır. Bu yüzden doktorunuzun önerdiği egzersiz düzeninin dışına çıkmamak hem sizin hem de bebeğinizin sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Hamilelik dönemleri egzersizlerinde vücut sıcaklığı asla artmamalıdır. Yani, ideal vücut sıcaklığı olan 38 derecenin üstüne çıkacak kadar yoğun egzersizler yapmayın. Vücut sıcaklığıyla birlikte nabzınız da normal seyretmelidir. Nabız, 140’ın üstüne çıkmamalı.
 
Stresten kaçın!
 
Stres, erken doğumlardan ölü doğumlara kadar pek çok şeyin sorumlusu. Ayrıca yapılan araştırmalara göre, annedeki stres 17. haftadan sonra bebeğin beyin gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Hamilelik döneminde stresle başa çıkmak için en büyük yardımcınız aileniz ve yakın çevreniz. Bu dönemde aradığınız duygusal desteği aile ve arkadaş ortamında bulamıyorsanız, profesyonel yardım almaktan çekinmeyin.
Kaynak: mynet.com
Yazıyı Oylayın


Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading...
Menu Title