Emzirmenin 5 altın kuralı…

1. Doğru zamanlama ve ideal emzirme süreleri ve aralıkları
 
Bebeğin doğumdan sonra en geç bir saat içinde anne memesine verilerek emzirilmesi gereklidir. Hatta doğumhanede bebek doğar doğmaz ilk yakınlaşmanın sağlanması tam bir emme olayı gerçekleşmese bile, oldukça faydalıdır. Bebeğin emmek için en uyanık-canlı ve istekli olduğu bu dönem geçirilirse, bebekte uzun süre isteksizlik ve emzirmenin başlamasında gecikme görülebilir. Sezaryenli annelerin bile henüz kendilerine tam gelmeden bir başkasının yardımıyla bebeklerini emzirmeleri sağlanabilir.
 
Emzirme sırasında süt gelmesini sağlayan refleksin iyi çalışması için; emzirme süresi ilk gün her 2 göğüs 5 dk, 2. gün 10 dk, 3. günden sonra 15 dk veya daha uzun olabilir. Bir sonraki emzirmede en son emdiği memeden emzirmeye başlanmalıdır.
 
Zamanında doğmuş bebek için emzirme sıklığı bebek istedikçe olmalıdır. Bu süre genellikle ilk haftalarda 2-3 saat gibidir. Ancak bazı bebekler saat başı bile emmek isteyebilirler. Bu bebeğin aç olduğu anlamına gelmez, tabi ki eğer daha sonra bahsedeceğimiz doyma belirtilerinde bir sorun yoksa.
 
Erken ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerde ise, kan şekerinin düşmemesi için bebek istemese bile 2 saattten daha uzun ara vermeden beslemeye özen gösterilmelidir. Ama daha sık olabilir, 2 saatten seyrek olmamalıdır.
 
Sık emzirmenin birçok bilimsel faydası da mevcut. Annenin göğsündeki algılayıcılar bebeğin emmesiyle uyarılır, bu uyarı sinirler aracılığıyla beyinden Oksitosin-prolaktin denilen 2 adet hormonun salgılanmasına yol açar. Bu hormonlar da daha sonra karşı yoldan, kan yoluyla annenin göğüs dokusuna giderek göğüse süt yap sütü boşalt emirlerini verir. Bunun pratik sonucu “Bebek ne kadar sık emerse o kadar çok süt olur”, yani bebek emdikçe süt biter inanışı kesinlikle doğru değildir. Aksine bebek emdikçe süt bitmez, artar. Arada anne sütü dışında sıvılar vermek bu doğal mekanizmayı ciddi şekilde sekteye uğratır.
 
2. Doğru emzirme pozisyonu
 
Emzirme pozisyonu çok önemli bir konu, yanlış bir emzirme hem bebeğin iyi beslenememesine, hem de annenin meme başlarının çatlamasına neden olur. Öncelikle memenin anatomisiyle işe başlayalım. Süt keseleri meme başında değil, kahverengi dokuda bulunur, bu yüzden tüm kahverengi doku bebeğin ağzına girip basınca maruz kalmazsa bebeğin ağzına süt akmaz, bu da bebeği kızdırarak meme başını çiğneyip zedelemesine sebep olur. Bebeğin ağzı geniş açık, alt dudak dışa dönük olmalı, bebeğin çenesi memeye dokunmalıdır. Bebeğin ağzının üzerinde görülen göğsün kahverengi kısmın büyüklüğü altta kalandan daha fazla olmalıdır.
 
Bebeğin ağzının geniş açık olmaması ve dudakların karşıdan bakıldığında ıslık çalar gibi gibi ileriye uzanması, alt dudağın içe dönük olması ve bebeğin çenesinin memeye dokunmaması yanlış bir pozisyondur. Bu durumda bebeğin ağzının üzerinde ve altında kalan kahverengi kısım eşittir.
3. Annenin Sağlıklı Beslenmesi
 
Bebeğinizin ve sizin sağlığınızın temel taşlarından biri yeterli ve dengeli beslenmedir. Emzirme döneminde annenin beslenme ihtiyacı artar ve yeterli-dengeli beslenemeyen annelerde vitamin ve mineral eksikliği gözlenebilir. Yapılan bir araştırmaya göre; ülkemizde emzirme döneminde bulunan her 10 kadından 7’sinde folik asit, 6’sında B12 vitamini ve 4’ünde B2 ve B6 vitamini eksikliği görülmektedir*.Emzirme döneminde, artan ihtiyacınıza uygun beslenendiğinizde sütünüzdeki vitamin ve mineral miktarı artar ve böylece bebeğinizin gelişimi ideal olur.Yeterli ve dengeli beslenme anne sütünün miktarı, besleyiciliği ve süresi üzerinde etkilidir.
 
4. Emzirme sürecinin doğallığı
Bunun bilinmesi aslında çok önemli, buna psikolojik bir kural da diyebiliriz. Anne bebeğe uygun pozisyon vermeyi bebek ise memeyi nasıl tutacağını öğrenir. Bunun dışında gerisi tamamen bebekte doğuştan içgüdüsel olarak var olan reflekslerin işi. Nedir bu refleksler?
 
· Arama refelksi: Bebeğin yanağına değince kafasını o tarafa çevirir, birşey dudaklarına değince bebek ağzını açar dilini aşağı ve öne uzatır,
 
· Emme refleksi: Damağa bir şey değdiğinde, bebek emer.
 
· Yutma refleksi: Ağız sütle dolunca bebek yutar.
 
 
5. Sütün yettiğinden emin olmak
Sütün yettiğinden emin olmak, anneye huzur verir. Aslında bu da psikolojik bir kural, çünkü annenin rahat olması huzurlu olması bu konuda kendinden emin olması sütünü arttıran bir faktördür.
 
Bir bebeğin emdikten sonra doyduğunu anlayabileceğimiz basit birkaç belirti mevcut. Öncelikle doyan bir bebek emdikten sonra aranmaz, rahatlar ve kolaylıkla uykuya geçer. Tabii ki gaz nedeniyle huzursuz olan bebekleri bu kategoriye almamak gerekiyor. Günde 4-5 kez çiş ve en az 3-4 bez de dışkılı olur, bazı bebekler ilk aylarda günde 7-8’e kadar kaka yapabilir, bu ishal değildir. 1-2 aydan sonra da bazı bebekler bunu günde bire hatta 3-5 günde bire bile indirebilir, bu da kabız değildir.
 
Anne sütünün yeterli olduğundan emin olmanın daha bilimsel ve sayısal yolları ise doktorunuz tarafından değerlendirilir.
 
Bebeğin büyümesinin değerlendirilmesidir. Pratik olarak iyi beslenen bir bebek ilk 6 ay içinde haftada 150-250 g kilo alır. 5 ayda doğum kilosunun yaklaşık 2 katına, 1 yaşta 3 katına çıkar.
 
İlk 6 ay içinde boyu her 3 ayda 8 cm, 2. 6 ayda ise her 3 ayda 4 cm uzar kabaca ilk 1 yıl içerisinde ortalama boyu 25 cm uzar. Yani 50 cm doğan bir bebek 1 yaşında 75 cm olur. Baş çevresi ilk 1 yıl içinde ayda 1cm genişler. Yalnız lütfen bunların ort. değerler olduğunu unutmayalım, asla kesin kural değil, bu değerlerin altı ve üzeri de genellikle normaldir. Lütfen bebeklerimizi başkalarının bebekleriyle karşılaştırmayalım. Tabii ki boy-kilonun belli bir oranda olması gerektiğini hatırlayalım, 2 ölçüyü birlikte değerlendirelim. Çünkü bebekler arasında büyüme potansiyeli açısından çok geniş aralıklı kişisel farklılıklar mevcuttur . O yüzden, bebeğinizin büyüme durumu hakkında en yetkili ağız onu devamlı takip eden doktorunuzdur.
Kaynak: http://www.doktoramcam.com/
Yazıyı Oylayın


Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading...
Menu Title