Sezaryen obeziteye neden olur mu?

Harvard Halk Sağlığı Okulu tarafından yapılan araştırmalara göre sezaryenle doğmuş bebeklerin obez olma olasılığı vajinal doğumla doğanlara kıyasla daha yüksek. Ayrıca araştırmacılara göre bebeklerde obezite riski yetişkinlik döneminde de artarak devam etmekte.
 
Araştırmacılardan Jorge Chavarro, bazı doğumlarda sezaryen yapılmasının hayat kurtarıcı bir öneme sahip olduğunu fakat aynı zamanda anne ve bebek için birçok riske de yol açtığını belirtiyor. Şimdi ise yaptıkları araştırmaların sonucuna göre obezite de göz önünde bulundurulması gereken risk faktörlerinden bir diğeri.
22 bin kişinin dahil olduğu 16 yıllık araştırmadan elde edilen verilere göre sezaryenle doğan çocukların vajinal doğumla doğan kardeşlerine oranla obez olma olasılığı %64 daha fazla.
 
Aynı aileden olan kardeşlerin obezliğine etki eden faktörler arasında genler de dahil olmak üzere birçok faktörün benzer olduğu göz önüne alındığında obezite riskine etki eden faktör olarak doğum yöntemlerinin farklılığı göze çarpıyor.
 
Kadın Doğum Uzmanı ve Jinekolog Dr. Daghni Rajasingam’ın yaptığı açıklamalar da bu araştırmayı destekler nitelikte. Doğum öncesi sigara alışkanlığı ve gebelik şekeri gibi sebeplerin dışında sezaryen doğumun da çocuklarda obezlikle bağlantılı olduğunun ortaya çıktığını belirten Rajasingam, bunun yanı sıra araştırmada sezaryenle doğuma neyin sebep olduğunun (annenin kendi isteği mi yoksa tıbbi bir zorunluluk mu) belirtilmemesinin de önemli bir nokta olduğunu belirtiyor.
 
Dr. Rajasingam sözlerini şu cümlelerle sonlandırmış: “Sezaryen belirli koşullar altında bebek ve annenin hayatı için önemli etkilere sahiptir fakat doktorların sezaryen uygulamadan önce anneyi olası riskler hakkında mutlaka detaylı olarak bilgilendirmesi gerekir”.
 
İşte uzmanların “Sezaryen doğum obeziteyi tetikler mi?” ve “Tetikliyorsa ya da tetiklemiyorsa nedeni nedir?” sorusuna verdikleri yanıtlar…
 
Okan Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gökçenur Gönenç:
 
Günümüzde görülen pek çok hastalığın sebebi obezitedir. Yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları ve genetik faktörler obezitenin ortaya çıkmasında önemli rol oynarlar. Genelde erişkin yaş problemi olarak bilinen obezitenin çocukluk çağında görülme oranı son 20 yılda 2 kat artış göstermiş olup bu durum araştırmacıların odak noktası haline gelmiştir.
 
Obez çocukların tıbbi geçmişi incelenmiş, doğum şekillerinin obezite ile ilgilisi olabileceği fikri doğmuştur. En son ABD’de yapılan bir çalışma sezaryen doğumun vajinal doğuma göre obeziteyi 2 kat artırdığını bildirmiştir. Daha önce İngiltere ve Çin’de yapılan bazı çalışmalarda obezite açısından incelendiğinde sezaryen ve vajinal doğum arasında yüzde 20 – 50 civarı artış olduğu bildirilirken, Avustralya ve Japonya’da yapılan çalışmalar doğum şeklinin obeziteyi etkilemediğini bildirmişlerdir.
 
Sezaryen, bir doğum tercihinden ziyade anne ve/veya bebek için hayat kurtaran bir operasyon olduğunda uygulanmaktadır. Son yıllarda Dünya ile paralel olarak ülkemizde de sezaryen oranlarında artış görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü sezaryen oranının yüzde 15 olması gerektiğini vurgularken Hollanda ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinde yüzde 20-30, ABD’de yüzde 30, Çin’de yüzde 50 civarındadır. Sezaryen ile doğum yapan gebelere bakıldığında çoğunun diyabet, hipertansiyon, iri bebeğe sahip olma gibi ek durumları mevcuttur. Bu nedenle çalışmalarda sezaryen doğuma atfedilen çocukluk çağı obezitesinin bu faktörlerden etkilenip etkilenmediği net olarak bilinmemektedir. Çalışmalardaki hasta sayısının yetersizliği çalışmayı yapanlarca vurgulanmış, durumun netleşmesi için daha fazla hasta sayısı ile yeni çalışmalar yapılmasının uygun olacağı bildirilmiştir.
 
Sezaryen ile doğan bebekler, anneye ait vajen ve bağırsak florası ile tanışmamaktadır. Bu bebekler vajinal yolla doğan bebekler ile karşılaştırıldıklarında bağırsaklarında “Bifidobacteria” ve “Bacteroides” türleri gibi koruyucu mikroorganizmaların daha az sayıda olduğu tespit edilmiştir. Bu mikroorganizmalar, bağışıklık üzerine önemli rol oynamakta ve eksiklikleri bazı kronik hastalıklara zemin hazırlamaktadır. Bu kronik hastalıklardan birinin obezite olabileceği araştırmaların temelini oluşturmaktadır. Ayrıca, epidemiyolojik çalışmalarda sezaryen ile doğan bebeklerde leptin seviyesinin daha düşük olduğu, bunun emmeyi etkileyebileceği ve ileri dönem obezitesi üzerine etkisi olabileceği de bildirilmiştir. Takiplerde bir problem tespit edilmeyen gebelerde vajinal doğumun teşvik edilmesi, tıbbi bir problem durumunda sezaryen doğumun uygulanması gerekliliği değişmemesi gereken bir gerçektir.
 
Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Meltem Çam:
 
“Son yıllarda yapılan bazı çalışmalar, doğum şekli ile hayatın ilerleyen evrelerinde obezite riski arasında bağlantı olduğunu bildirdi. Ancak bu çalışmalar bilimsel olarak oldukça zayıf ve yetersizdi. Bazen doğru verilerle yola çıkmazsanız bulduğunuz doğrular aradığınız gerçek yönünde olabilir. Çocukluk çağı obezitesi ve genelde obezite multifaktoryaldir. Nedeni oldukça komplekstir. Genetik, çevresel faktörler, tıbbi geçmiş, hayat tarzı ve davranışlar önemli rol oynar. Bu konuda pek çok araştırma yapılıyor ancak sezaryenle doğan çocukların, normal doğumla dünyaya gelen çocuklara göre daha kilolu ya da obez olduklarını söylemek için elimizdeki bilimsel veriler yetersiz.
 
Bebeğin hikayesini belirleyen her zaman annenin hikayesidir. Annenin gebeliğini neden sezaryen olduğunu bilmeden sağlıklı bir sonuca varılamaz. Sezaryen gerektiren nedenlerin bir kısmı zaten bebeğin daha kilolu olduğu durumlardır. Yapılan daha güvenilir çalışmalarda sezaryen ile doğan bebeklerin ilk 6 ayda bazal vücut indekslerinin daha büyük olduğunu ama hayatın ilerleyen dönemlerinde iki grup arasında belirgin bir farklılık olmadığını göstermektedir. Normal doğum ve sezaryen konuşulduğunda her zaman anne ve bebek için tıbbi olarak en doğrusu uygulanmalıdır.”
 
Bahçeşehir Üniversitesi Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Kadın Hastalıkları-Doğum ve Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. Cihan Çetin:
 
“Artan sezaryen oranları ile birlikte, sezaryenin uzun dönem etkilerini araştıran çalışmaların sayısı da gün geçtikçe artmaktadır. Sezaryen doğumun çocuklarda, çocukluk çağı ve adolesan dönemde fazla kilolu ve obez olma riskini arttırdığını gösteren çeşitli çalışmalar da mevcuttur. Kuşkusuz ki, fazla kilolu veya obez olmak da beraberinde birtakım metabolik problemleri getirmektedir. Burada öne sürülen mekanizmalardan bazıları arasında bebeğin doğum sırasında annenin vajina ve bağırsaklarında bulunan yararlı birtakım mikroorganizmalara maruz kalamaması ve sezaryen doğumdan sonra emzirme süresinin gecikmesi sayılmaktadır. Bunların sonucunda çocuğun bağırsak florasında normal doğuma kıyasla farklı yönde bir gelişim olduğu, bunun da beslenme sonrası besinlerin sindiriminde bahsedilen problemlere yol açabilecek çeşitli değişikliklere yarattığı düşünülmektedir.
 
Araştırmalar sonucunda elde edilen bu tür bilgileri değerlendirirken dikkatli olmak gerekir. Sezaryen doğumun hangi sebepten dolayı yapıldığı burada çok önemlidir. Bazı tıbbi durumlarda, çocukta ileride obezite riskini arttırmamak adına sezaryen yerine normal doğum tercih etmek, çok daha kötü problemlere yol açabilir. Dolayısıyla her hastanın durumu ayrı olarak değerlendirilmeli ve hekimin önerileri doğrultusunda kararlaştırılmalıdır.”
Kaynak: HT Hayat / Dilay Argün
Yazıyı Oylayın


Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading...
Menu Title