Öfke problemi ile nasıl baş edilir?

Bebekler öfkelerini, ağlayarak, kollarını sallayarak, bacaklarıyla tekme atarak dile getirirler. 18. aydan sonra bu ifade çoğu annenin de deyimiyle “sinir krizi”ne dönmektedir. 2 yaşın sonuna doğru yemek yeme, uyuma gibi basit gündelik etkinliklerde bile zirveye ulaşan bu krizler, ifade edici dilin gelişmesiyle yavaş yavaş azalır. Çünkü çocuklar isteklerini ifade etmede, dil ve konuşmanın etkin bir araç olduğunu keşfederler. Yetişkinliğe eriştiğinde ise artık ‘öfkesini kontrol edebilen’ Psikolog Elif Ersoy, Şahin çocuklarda öfke krizlerinin nedenlerini ve neler yapılması gerektiğini anlatıyor.
PEKİ ÇOCUKLAR NEDEN ÖFKELENİR?
Potansiyel- Beklenti: Ebeveynler; çocuğun reel potansiyelini yok sayıp, ona reel olmayan hedefler belirlediğinde.
İnanç-İmkan: Çocuğun inandığı ve eğilimi olan bir durumu, küçümseyip yok sayıp ve imkanlarını kısıtladığında.
Enerji Blokları: Çocuk yaşı ve gelişimi ile doğru orantılı olarak enerji depolar ve doyum noktasına eriştiğinde biriken enerjiyi boşaltacak meşru bir kaynak arayışına girer. Çoğu zaman depoladığı yoğun enerjiyi nötrleyecek doğru kaynağı bulamadığından bize taşkınlık gibi görünen davranışları sergiler.
Aile içi şiddet: Fiziksel, cinsel ve sözel şiddet içeren ortamlarda yer aldığında.
İletişimsizlik: Ebeveynlerin ve sosyal çevrenin birbirlerini anlama-anlaşılma noktasında yarım kaldığında.
Baskılanan duygu-düşünce bütünleri: Ebeveynlerin, çocuğun mevcut düşünce kalıplarını yıkıp yeni kalıplar oluşturmaya çalıştığında.
Yorumlama hatası: Doğru ve işlevsel gözlem yapamayan ebeveyn çocuğu yapıcı yorumlayamaz.(-mış gibi davranır.)
ÇOCUĞUN ÖFKESİ İLE NE ZAMAN İLGİLENİLMELİ?
1. Gerçekleştirmeyi hedeflediği bir durumu başaramaması halinde saldırgan tavırlar sergilerse;
2. Daha önce çok rahat baş edebildiği sorunlar karşısında artık dürtüsel tepkiler veriyor ve öfke nöbetleri geçiriyorsa;
3. İçsel eğilimi, saldırganlığa yönelmeye başladıysa;
4. Herkese, her şeye öfkelenecek bir şey buluyorsa;
5. Akranları ve aile fertleri ile sık sık tartışmaya giriyorsa;
6. 4 Yaşını geçtiği halde öfke nöbetleri yaşamaya devam ediyorsa;
7. Günde 3 kereden fazla ve uzun süreli öfke nöbetleri yaşıyorsa; Müdahale edilmelidir.
PEKİ ÖFKE SORUNU YAŞAYAN ÇOCUK KARŞISINDA NE YAPABİLİRİZ?
Çocuk bu denli yoğun duygular yaşarken, kendini dinleyecek anlayacak sakin bir yetişkine ihtiyaç duyar. Yoğun öfke problemi yaşadığı süre içerisinde onu azarlamak, kızmak yerine yanında olduğunuzu söylemeli ve onu ancak konuşursa anlayabileceğinize ikna etmelisiniz. Aksi yönde bir hamle çocuğun bu tarz negatif ifade yöntemlerini içselleştirmesine sebep olacaktır. Daha az öfkelendiği ya da az da olsa sakin kalarak bir problem çözme çabası içine girdiğinde onu açıkça takdir etmeli ve addi değeri olmayan hediyeler ile ödüllendirmelisiniz. Sakin olduğu bir dönemde duygularını eksiksiz anlattığı bir günlük tutmasını önerebilirsiniz.Henüz yazmak konusunda ki becerileri gelişmemiş ise güzel bir resim dosyası alabilir ve duygularını resim yaparak ifade etmesini sağlayabilirsiniz. Çocuklar; duygu yönetimlerini anne-babadan öğrenir. Bu sebepten iyi rol-model olmalı, iletişiminize dikkat etmeli ve duygularınızı iyi yönetebilmeyi öğrenmelisiniz.
Çocuğunuzu medyanın kötü etkilerinden korumalısınız. Amerika’da yapılan bir araştırmada günde ortalama 2 saat televizyon izleyen çocuğun zihin arşivinde negatif tutumları depoladığı gözlemlenmiştir. Bu yüzden çocuğunuzun ne izlediğini takip etmeli zaman zaman işlevsel programlar filmler araştırıp beraber izlemeyi önermelisiniz. Grup halinde oynanan oyunlara teşvik etmelisiniz. Kazanmak ve kaybetmek grubun tamamını ilgilendiren bir durum olacağından davranış örüntüleri sosyal çevreyi yok saymayacak ve işlevsel olacaktır. Enerjisini rahatlıkla boşaltabileceği spor dallarına ve aktivitelere yönlendirmelisiniz. Kazanç ve kaybın kardeş olduğunu her fırsatta dile getirmelisiniz. Kararlı olmalısınız, ağlama nöbeti ve öfke patlaması yaşadığı bir durumda sırf ağladığı için istediğini verirseniz karşınıza sürekli ağlama krizleri ile çıkacaktır. Sorun katlanarak devam ediyorsa bir uzmandan yardım almalısınız.
Kaynak: Hürriyet Aile
Yazıyı Oylayın


Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading...
Menu Title