Bebeğiniz sebepsiz ağlıyorsa…

Bebeğinizin sürekli ağlaması sizi paniğe sokmasın. Eğer ciddi bir hastalığı yoksa bu ağlamaların muhtemel sebebi koliktir!
 
Kolik, son yıllarda yenidoğan bebeklerde en sık rastlanan sağlık problemlerinden biri olarak öne çıkıyor. Kesin nedeni tam olarak saptanamayan kolik nedeniyle bebekler saatlerce ağlayabilirken, anne babalar da endişeye kapılabiliyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Demir, yeni doğan bebeklerde görülen koliğin nedenleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi ve anne-babalara önerilerde bulundu. 
 
Durdurulamayan ağlama
 
Kolik gazlı bebek ya da diğer adı ile infantil kolik dirençli ve aşırı ağlama ile karakterize bir tablo olarak tanımlanabilir. Ebeveyn ve bebek için oldukça can sıkıcı olan bir tablo olup onlarda, bebeğe iyi bakamama duygusu yaratan, özgüveni kıran, hastalık kaygısı yaratan bir durumdur. Ancak zamanla kendiliğinden geçen bir durumdur.
 
Nedenleri
 
Anne babanın sigara içmesi bebeğin saatlerce ağlamasına yol açabilir. Kolik, kesin nedeni bilinmemekle birlikte bebeğin sinir ve bağırsak sisteminin tam olgunlaşmaması ya da gelişmekte olmasından kaynaklanabilir. Ayrıca annenin yaşının ileri olması ve ilk bebek olma durumu diğer risk faktörleri arasında yer alır. İnek sütü proteini alerjisi ve diğer alerjiler de koliğe yol açar.
 
Belirtileri
 
Koliğin ana belirtisi ağlama krizleridir. 3 aydan küçük bir bebekte durdurulamayan ağlama krizleri günde en az 3 saat sürebilir. Bu tablo, haftada 3 gün ve ayda 3 haftaya yayılır. Genelde bu bebekler, akşamları, hemen hemen aynı saatlerde ağlarlar. Ağlama sırasında yüzleri kızarır, karınları belirgin olarak şiştir ve bacaklarını karınlarına doğru çekerler. Bazen kendini arkaya doğru atar gibi bazen ellerini yumruk yaparak, bazen de bacaklarını tekme atar gibi hareketler yaparak ağlayabilirler.
 
Anne sütüyle geçebilir
 
Anne sütüyle beslenen bebeklerde, bazen annenin diyetinden süt, yumurta, kuruyemişler veya tahılları çıkarmak işe yarayabilir. Bazı bebekler gıda alerjileri veya inek sütü protein alerjisi nedeniyle de kolik yaşayabilirler. Burada annenin yediği gıdaların veya annenin aldığı süt ve süt ürünlerinin, anne sütüyle bebeğe geçerek reaksiyon yapması söz konusudur. Öte yandan bu bebeklerde kolik dışında kanlı kaka ve ciltte döküntüler görülebilir. Bebek dikkatle izlenmeli ve değerlendirilmelidir. Eğer anne alerjik bir bünyeye sahipse, beslenmesinde değişiklikler yapması şarttır. Yapılan araştırmalar, az alerjik bir beslenme programı, bebekteki kolik sorununun çözülmesinde ciddi faydalar sağlar.
 
İnek sütü bazlı mamalara dikkat!
 
Bebek mama ile besleniyorsa, özel olarak hidrolize edilmiş bazı mamalar kolikte çok etkilidir. Gerekirse bu tür mamalar denenmelidir. İnek sütü bazlı mamalar, bebeğin inek sütü protein alerjisi nedeniyle koliği tetikleyebilir. Bu bebeklerde kanlı kaka, kusma ve ciltte döküntü görülebilir. Eğer bebeğin yakınmaları özel olarak hidrolize edilmiş mamalarla azalırsa beslenmeye bu mamalarla devam edilmelidir. Soya proteini bazlı mamaların kolik ağlamalarını azalttığına dair kanıtlar mevcut değildir. Benzer şekilde lifli mamalarında kolik ağlamalarını azalttığına dair kesin kanıtlar yoktur.
 
“Kolik” tanısını doktor koymalı
 
Kolik, bebeklerde kalıcı bir hasara yol açmaz. Ancak infantil kolik adı verilen türdeki ağlama krizleri olan bebekler, en az bir kez doktor muayenesinden geçmeli ve başka bir hastalık nedeni ile ağlamadıkları kanıtlanmalıdır. Bebekte kilo alamama, halsizlik, kusma, ishal, ateş, isteksizlik veya kabızlık yoksa genelde herhangi bir tetkike gerek yoktur.
 
Tedavi süreci
 
Tedavi sürecinde ana hedef, ağlama krizlerini azaltarak anne-bebek ilişkisini güçlendirmek ve uzun vadede aile bebek ilişkisinde ortaya çıkabilecek sorunları önlemektir. İlk planda beslenme sorunları üzerine odaklanılmalı, çevresel uyaranları en düşük düzeye indirmeye çalışılmalıdır. Tedavi sürecinde anne babalara; bu tablonun 3-4 ay içerisinde geçeceği vurgulanmalıdır. Bebeğin bir hastalığının olmadığı anlatılmalıdır. Bu tabloya anne-babanın neden olmadığı ve bebeğin onları reddettiği anlamına gelmediği açıklanmalıdır. Anne-babanın bebekleri için en iyisini yaptıkları vurgulanmalı ve ellerinden gelenin en iyisini yaptıkları sıklıkla hatırlatılmalıdır. Zaman zaman hayal kırıklığı, öfke, tükenmişlik, suçluluk ve çaresizlik hissedebilecekleri ve bu süreçte yalnız olmadıkları hatırlatılmalıdır.
 
Tedavi seçenekleri
 
1. Emzirme süreci baştan sona yeniden düzenlenmelidir. Az beslenme, aşırı beslenme veya gazın çıkarılamaması gibi durumlar doktor eşliğinde gözden geçirilmelidir.
2. Anne sütüyle beslenen bebeklerde annenin diyeti düzenlenmelidir.
3. Mamayla beslenen bebeklerde uygun mamaların seçilmesi, kullanılan biberonların emzik kısmı ve besleme pozisyonu; aşırı gaz yutmayı engelleyecek şekilde olmalıdır.
4. Tedavide ilaç, gerekmedikçe kullanılmamalıdır.
5. Probiyotiklerden sadece faydalı bazı bakteriler kullanılabilir.
6. Bitki özlerinden faydalanılabilir. C El yordamıyla tedavi ve masaj uygulanabilir.
 
Ağlama krizine girdiyse…
 
* Mümkün olduğunca sakin olun ve gerilmeyin.
* Güler yüzle, bebekle göz teması kurmaya çalışın.
* Bebeğinizi bağrınıza basarak karnını ısıtın. Bunu ütü ile ısıtılmış bez ya da ısıtma pedleriyle de yapabilirsiniz.
* Bulunduğunuz odada sakinleştirici müzikler açın.
* Yalancı emzik verebilirsiniz.
* Bebeği kanguruya koyarak evin içinde gezdirin.
* Bebeğinizi güvenli bir şekilde kucakta ritmik olarak sallayın.
* Ev içindeki görsel uyaranları azaltın.
* Bebeğinizi beşikte hafif hafif sallayın.
* Sıcak ortamda bebeğinizi yıkayın.
* Bebeğin karnına uygun teknikle masaj yapın.
* Bebeğinize doğum öncesindeki kalp atış kayıtlarını dinletin. Bu ürünler piyasada satılır.
* Su ve süpürge sesi gibi sesler bebeklerin hoşuna gider, unutmayın.
* Bebekle birlikte ufak bir araba yolculuğuna çıkın veya bebek arabasıyla gezinti yapın.
Kaynak: Sabah
Yazıyı Oylayın


Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading...
Menu Title