Prematüre bebeklerin anneleri kendilerini suçlamasın

Ülkemizde yılda 130 bin bebek erken doğuyor. Anneler bunun sorumlusu olarak kendilerini görüyor. Oysa ki erken doğumu tetikleyen pek çok etken var.
 
Türkiye’de her yıl 1 milyon 300 bin canlı dogum yasandıgını ve bunların yüzde 10’unun erken dogum oldugunu söyleyen Çocuk Hastalıkları ve Yeni Dogan Uzmanı Dr. Gülnihal Sarman, prematüre bebeklerdeki artısın nedenleri hakkında bilgi verdi…
 
Ülkemiz için prematürelik, ciddi bir sağlık sorunu mu?
Türkiye’de her sene 130- 150 bin arası prematüre bebek doguyor. Bu bebeklerin 30-40 bini ileri derecede erken doğan bebekler. Bu bebeklere ileri yasam desteği gerekiyor. İleri teknoloji desteği almak zorundalar ve uzun süre hastanede kalıyorlar. Tıbbi bakımları son derece hassas bir şekilde yürütülüyor. Tabii ki bu da hastaneye yatan sağlık kategorilerine baktığımızda önemli bir rakamı oluşturuyor. Son 15 yılda ileri derecede prematüre bebeklerin yaşatılma oranları, bebek yoğun bakım sayılarının artırılmasıyla ve devletin bu konuya önem vermesiyle yükseldi.
 
Prematüre doğumların oluşmasında belirli bir neden var mı? Kimler risk altında?
 
Erken doğumun herkesin basına gelme ihtimali var. Bebek yoğun bakım yataklarının yüzde 50-60’ı erken doğum yapan çoğul gebeliklerden oluşur. Anneden, gebelikten veya bebekten kaynaklanan birçok sebeplerle erken doğum gerçekleşebiliyor. Özellikle gebelik öncesinde tansiyon, diyabet, obezite, böbrek gibi sağlık problemleri olan gebelerin çok yakın takipleri gerekiyor. Hamilelik sürecinde erken su boşalması, kanama, enfeksiyon veya gebelik yüksek tansiyonu da erken doğuma yol açabiliyor. Anne adayının çok küçük ya da ileri yasta olması, yetersiz beslenmesi, kansızlık, sigara ve alkol kullanımı gibi bazı önlenebilir nedenleri de doğum eylemini erken başlatmada etkili olabiliyor. Plasentanın bebeği besleyemediği durumlarda ise bebeğin doğurtulması ve yaşamını anne karnı dışında devam etmesi gerekiyor. Risk taşıyan annelerin ve hatta tüm gebelerin bu nedenle kontrol altında olması gerekiyor.
 
Erken doğum, her zaman bebek için tehlike demek midir?
Bebekler ne kadar erken doğarlarsa, riskleri o kadar katlanarak artar. Örnegin 24’üncü hafta ile 34’üncü hafta arasında doğan bebekler arasında yaşamsal kabiliyet açısından büyük farklılıklar vardır. Çok erken doğan bebekler ağır beyin kanaması geçirebilirler. Retina damarları gelişemeyip körlüğe kadar ilerleyen sorunlar yaşayabilirler. Akciğerleri olgunlaşmadıgından oksijen bağımlısı kalabilirler. Bağışıklıkları çalışmadığından ağır hastane enfeksiyonları geçirebilirler. İleri derecede prematürelik insan hayatının en kritik hastalık durumlarından biridir. Bu nedenle prematüre doğan bebekler yeni doğan hekim ve hemşirelerinin bakımıyla zamanında doğan akranlarıyla benzer yaşam şansı yakalayabilir ve sağlıklarına hızla kavuşabilirler.
 
ENDİŞELİLER
 
Prematüre bebek sahibi olan ailelerin karşılaştıkları zorluklar neler oluyor?
Erken doğan bebeklerin aileleri, bebekleri hakkında hayat boyu onları etkileyebilecek kritik kararlar almak gerçeğiyle karşılaşabiliyor. Bu durumda erken doğum yapan annelerde suçluluk, kendini yetersiz hissetme gibi duygular gözleniyor. ‘Benim yaptığım hata sebep oldu’, ‘Ben yeterli bir anne değilim’, ‘Bebeğimin beni hiç tanımamasından korkuyorum’, ‘Bebeğimde kalıcı hasar olur mu?’ gibi düşünce ve endişeler anneleri psikolojik yönden yıpratabiliyor. Bu nedenle prematüre doğum yapan anneleri psikolojik olarak da desteklemek gerekir. Tıbbi bir engel olmadıkça tüm bebekleri anne sütüyle beslemek, anne ve bebeğin sağlığını olumlu yönde etkiler. Son yıllarda prematüre anne-bebek derneklerinin çabalarıyla prematürelik konusu gündeme getiriliyor ve prematüre aileleri arasında iletişim platformları oluşturuluyor.
 
Kaynak: Sabah
Yazıyı Oylayın


Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading...
Menu Title