Çocuklar arasında doğru iletişim nasıl kurulur?

Kardeşlerin birbirleriyle sağlıklı ve doğru bir iletişim kurmasının yolu anne-babanın tutum ve davranışlarından geçiyor. Peki, biz yetişkinler arasında bile sıklıkla kıskançlık ve öfke sorunları yaşanabiliyorken çocuklar arasında doğru iletişimi kurmak nasıl mümkün olabilir? Psikolog Burcu Subaşı’nın bu konuda sizlere önerileri var.

Aile bireylerinin tutumu önemli

Kardeşler arası iletişim, diğer aile bireylerinin tutum ve davranışları ile şekillenir. Aileye yeni katılacak çocukla daha büyük olan kardeş ya da kardeşlerinin arasındaki ilişki sadece doğum sonrasını değil; doğum öncesini de kapsayan bir süreçtir. Bu süreçte; hamileliğin istenilen bir hamilelik olup olmadığı, ailenin yeni çocuk haberini nasıl karşıladığı, yeni bir çocuğa sosyal ve psikolojik olarak hazır olma durumu, kardeşi ile ilgili bilginin çocuğa ne şekilde hangi zamanda ve kimin tarafından verildiği gibi konular çocuğu doğrudan etkileyen konulardır. Ailenin, yeni çocuk fikrine alışma hızı ile çocukların bu fikre alışma hızı her zaman aynı olmayabilir. Amaç bu gibi yeni ve alışık olunmayan durumlarda çocukları yetişkinlerin hızına çekmek olmamalıdır.

Kıskançlık normal bir duygu

Kıskançlık duygusu her insanda var olan, yaşanması son derece normal ve sağlıklı bir duygudur. Kardeş kıskançlığı da yaşanması son derece normal bir duygu olduğu gibi çocukların eve yeni gelen kardeşe hiç tepki vermemesi, yok sayması ve yaşanılan bu durumu bastırması sağlıksız ve dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Mevcut alanı paylaşmaya gelen her yeni kişi, kendine yer açmak için diğer kişileri de yerinden ediyormuş hissi yaratabilir. Bu durum en çok büyük olan kardeşi kaygılandırır ve öfkelendirir. Eve yeni gelen kardeş ilk birkaç yıl amaca uygun kurallı oyunlara katılamayacağından büyük çocuğun beklentileri yine karşılıksız kalacak bu da kardeşi ile olan ilişkilerini zedeleyecektir. Bu da gerçekliği olmayan fikirler edinmesine, beni sevmiyor, benimle oyun oynamak istemiyor şeklinde düşünmesine neden olabilir.

Yaşları birbirine yakın kardeşler daha kolay anlaşıyor

Kardeşler arası yaş farkı ne kadar az olursa ve gelişim dönemleri birbirine ne kadar yakın olursa paylaşımları da o oranda artar. Fakat küçük kardeşin bakım ve sorumluluğunu büyük kardeşe bırakmak, sıklıkla yardım beklemek, küçük kardeşi tolere etmesini istemek ve bu konuda zorlamalara gitmek doğru olmayan bir tutumdur. Ancak ufak adımlarla ve çocuğun hızında ilerlemek, örneğin kardeşinin yıkanacağı suyun sıcaklığını ona sormak ve onun onayladığı makul bir sıcaklıkta yıkamak ilişkilerini pekiştirecek bir girişim olabilir.

İletişimlerini güçlendirmek için öneriler

Çocukların yaş ve gelişim dönemlerine uygun olacak biçimde uygun rollerde çeşitli oyun ve aktivitelerde paylaşımda bulunmaları için fırsatlar yaratın. ?? Paylaşımda bulunmanın türlerini çocuklara deneyimleterek öğretin.

Çocuklar paylaşma duygusunu yakınlarındaki erişkinlerden öğrenirler. Dolayısıyla kardeşler arasındaki paylaşımların artması için, bu konuda onları teşvik eden hikayeler anlatın.

Kendi yaşantılarınızdan örnekler verin.

Aile içinde iki kardeşin de aynı takımda olduğu grup oyunları kurup onların kazanmasını destekleyin.

 

Süreci doğru yönetebilirsiniz

Kardeş kıskançlığı aile bireyleri tarafından doğru şekilde yönetildiği zaman travmatik bir süreç haline gelmez. Bu durumda aileye düşen görevler vardır. Çocuklar arasındaki yaş farkı ve gelişim dönemlerine duyarlı olacak biçimde çocukların istek ve ihtiyaçlarını karşılamaya özen gösterilmelidir. Bu dönemlerde aile bireylerinin kardeşlerle eşit vakit geçirmeye özen göstermesi, büyük kardeşin ihtiyacını karşılamayacağı gibi küçük kardeşe olan öfkesini de artırabilir. Kardeşi dünyaya gelmeden çocuğa gerçekleşmesi mümkün olmayan vaatlerde bulunmak yerine kısa ve net açıklamalar yapmak çocuk için daha sağlıklı ve yararlı olacaktır. “Kardeşin seninle oynamak için geliyor.”, “Sen onun ablası/ağabeyi olacaksın, hep senin sözünü dinleyecek.” gibi açıklamalar kardeşi ile ilişkileri bozmaya zemin hazırlayacak açıklamalar olabilir. “Kardeşin sen istedin diye geldi.”, “Sen artık abla/ ağabey oldun.” gibi ifadeler kullanmak, oyuncaklarını ve odasını kardeşi ile paylaşması için baskıcı bir tavır sergilemek sanıldığının aksine çocukları hazır olmadıkları bir sorumluluğun altına itmeye ve kardeşler arasındaki ilişkide çatışma çıkmasına neden olabilir. Anlaşmazlık ve kriz durumlarında erişkinlerin tutumu yalnızca kardeşlerin birbirine zarar vermesine engel olma ve taraf olmamaya dikkat etmek şeklinde olmalıdır. Tam tersi şeklindeki tutumlar sergilemek sağlıklı olmamakla birlikte çocukların birbirlerine ve diğer aile bireylerine öfke duymalarına neden olur ve aile içi ilişkileri bozar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: Sabah

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazıyı Oylayın


Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading...
Menu Title