Yenidoğanların bu özelliklerini biliyor musunuz?

Önceden bebeklerin doğduklarında duyu organlarının az gelişmiş olduğu sanılırdı. İlk doğduklarında görmedikleri ve ilk görmeye başladıklarında renkleri ayırt edemedikleri düşünülürdü. Yine kulaklarının içlerinin doğumdan arta kalan amnios sıvısı ve diğer artıklarla dolu olduğu için duymadıkları düşünülürdü. Ancak son araştırmalar miadında doğan bebeklerin beş duyusunun da gelişmiş olduğunu gösteriyor:

Görme duyusu:

Yenidoğan, sakin ve uykusunu almış olmak koşuluyla 7-8 santimetre uzaklıktaki nesneleri gözle takip edebilir. Görsel olarak en çok sevdikleri insan yüzlerini, yavaş hareket eden nesneleri, karmaşık yapıya sahip nesneleri ve özellikle de parlak ve canlı renkli nesneleri tercih ederler. Yeni doğmuş bir bebek dikkatini çeken yavaş hareketli bir nesneyi 180 dereceye kadar takip edebilir (deneyin!).

İşitme duyusu:

Miadında doğan bir bebek duyma ve sese tepki verme kabiliyetine sahiptir. Özellikle kadın seslerine daha çok yanıt verirler. Bu yüzden insanlar bebeklere hitap ederlerken muhtemelen bilinçaltından gelen sezileriyle seslerini inceltirler.

Bebek henüz annesinin karnındayken onun kalp atışlarını, hem annesinin hem de babasının sesini ve çevreden gelen sesleri (bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, müzik sesi gibi) algılar ve belleğinde depolar. Belleğindeki bu sesleri tekrar duyduğunda bu sesler, yüksek volümlü olmamak koşuluyla onun üzerinde sakinleştirici etki yaratabilir. Tersine aniden ortaya çıkan ve/veya yüksek volümlü sesler duyduğunda ise sıçrayabilir.

Koku ve tad alma duyusu:

Yenidoğanların koku ve tad alma duyuları oldukça gelişmiştir. Yaşamın ilk haftasından itibaren kokular arasındaki farklılıkları ayırt etmeye başlarlar. Yeni doğmuş bir bebek kendi annesinin sütünün kokusuyla başka bir annenin sütünün kokusunu birbirinden kolaylıkla ayırt edebilir.

Bebekler tatlı, tuzlu, baharatlı ve acı ayrımını rahatlıkla yapabilirler. Bunlar arasında ise ilk tercihleri tatlı maddelerdir.

Dokunma duyusu:

Yenidoğan bebekler dokunulmaktan, okşanmaktan, sallanılmaktan, öpülmekten, kucağa alınmaktan çok hoşlanırlar. Anne veya babalarının kucakları onların en sevdikleri yerdir ve burada yatarlarken vücutlarına onlara ayrılan yerin şeklini vererek adeta bir “yuva” kurarlar. Aylar geçtikçe ise özgürlük arayışına paralel olarak vücutlarını kendilerine ayrılan yere uydurmak yerine, kendi alanlarını genişletmek için çalışırlar.
Bebekler sıcaklığı severler ve rahatlarına düşkündürler.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: http://www.gebelik.org/

Yazıyı Oylayın


Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading...
Menu Title