Çocuğunuzla oyun oynarken dikkat edin!

Oyun sırasında çocuklarınıza karmaşık yönergeler vermekten uzak durun:
 
Oyun sırasında çocuğunuzu izleyin ve onun iletişim çabasını destekleyin. Ona bir yönerge verdiniz. Örneğin “arabanı getir” çocuğunuz arabayı getirmedi. Arabayı niye getirmiyorsun, sehpanın üzerinde baksana oraya” gibi karmaşık yönergeler vererek çocuğunuzun kafası karıştırmayın. Burada “arabanı getir “ dedikten sonra eğer getirmediyse çocuğunuzun elinden tutarak “arabanı birlikte alalım” diyebilirsiniz ve sehpaya doğru birlikte gidebilirsiniz. Sehpanın yanına vardığınızda “bak araban sehpanın üzerinde , şimdi arabayı aldık” diyerek oyuna başlayabilirsiniz.
Çocuğunuz oyun oynarken daha oyunu tamamlamadan başka bir oyunla dikkatini dağıtmayın:
 
Çocuğunuz oyun oynarken kendisi başka bir şeye yönelebilir. Yöneldiği nesne veya durumla ilgilenebilir. Özellikle küçük çocuklarda dikkat süresi kısa olduğu için oyunları da kısa sürer. Ancak çocuğunuzun oyununu bölmeniz onun dikkat süresini kesintiye uğratır. Bu durumda ne yapmanız gerekir? Eğer çocuğunuz oyun oynarken yemek saatiniz geldiyse veya dışarı çıkmanız gerekiyorsa, burada oyunu bitirmeden yanına gidip yemek yiyeceğinizi veya dışarı gideceğinizi söyleyebilirsiniz. “beş dakika sonra yemek yiyeceğiz, on dakika sonra dışarı çıkacağız” gibi…
Küçük çocuklarda zaman kavramı olduğu için “beş, on dakika” yı anlamakta güçlük çekerler. Ancak süreçte bunu anlamaya başlayacaklar. Siz sabırla “birazdan, beş dakika sonra, on dakika sonra ……” gibi başlayan cümleler ile oyunu bitirmesi gerektiğini yavaş yavaş öğretebilirsiniz. Ayrıca bu küçük ertelemeler ile çocuğunuzun bekleme becerisini de desteklemiş olacaksınız.
 
Çocuğunuzla “amaçlı oyunlar” oynuyorsanız; birincil amacınızın eğlenmek olsun:
 
Bazen oyun oynarken anneler öğrenmesine daha çok odaklanır ve çocuk da öğrenemediğinde stres altına girer. Örneğin çocuklarınız ile şekil oyunu oynuyorsanız ve amacınız temel şekilleri (kare dikdörtgen daire üçgen) öğretmek ise… Şekil kartlarını hazırladınız veya bir kitapta şekilleri inceliyorsunuz. Çocuğunuza “bu daire” dediniz ve diğer şekilleri de devamında söylediniz. Çocuğunuza daha sonra “daireyi göster” veya “bu şeklin adı ne” gibi soru yönelttiğinizde çocuğunuz göstermedi veya söylemedi. Anne “az önce söyledim neydi neydi, niye söylemiyorsun, ne çabuk unuttun” gibi çocuğunuzu sorulara boğabilir. Çocuğunuza sormayacak mısınız? Elbette arada öğrenip öğrenmediğini anlayabilmek için , soracağız. Ancak cevap alamadığımızda biz ona tekrar “bu daire” diyeceğiz. Göster dediysek “daireyi göstereceğiz” Çocuğunuz hazır olduğunda zamanla size dönüş sağlayacaktır. Böylece “eğlenceli” oyununuza devam edeceksiniz.
Çocuğunuz oynamak istemiyorsa zorlamayın:
 
Aileler genelde çocuklarını doğru yönlendirme kaygısı içindedirler. Örneğin ailenin tercih ettiği bir oyun aracı ile çocuk ilgilenmeyebilir. Hatta bu konuda çocuk ile zorlayıcı baskıcı bir iletişim kurulduysa çocuk ilgili oyun aracını atabilir, fırlatabilir. Böyle bir durumda ne yapmalıyız? Çocuğunuzun bir oyun aracı ile ilgilenmesini istiyorsanız onun görebileceği bir yerde siz onunla oynayın. Onu motive eden bir oyun oynarsanız size yaklaşacaktır. Oyun oynarken amacımız onun ilgisini çekmek ise “kendi kendine sesli oyun” oynayın. Kendi Kendine Sesli Oyun ne demek ? Örneğin ilgilenmesini istediğiniz oyun aracınız “araba” olsun. Arabayı eline aldınız ve sesli oyununuz şöyle olabilir. “Elimde bir araba var ve dütt dütt diye ses çıkarır, vın vın diye gider bu arada arabanızı sürebilirsiniz. Acaba arabayla nereye gitsem ? hımmm, parka gidebilirim. Ben parka gidiyorum .. arabamı çalıştırdım. vın vın.. sen de gelmek ister misin? “ Sesli oyun sırasında çocuğunuzun sizi izleyip izlemediğinden emin olmalısınız. Eğer sizi izlemiyorsa oyunu durdurun ve başka bir gün yine deneyin. Sadece model olarak, onun ilgisini çekerek oyun aracına yöneltebilirsiniz. Hala bir şey olmuyorsa, hiç oynamıyorsa onun seçimine saygı duyun.
Çocuğunuz “neyi yapıyor, neyi yapamıyor” bilin:
 
Çocukların neyi yapıp neyi yapamadığını bilmek çok önemlidir. Eğer çocukların neyi yaptığını bilirseniz, çocuğunuzdan beklentiniz de ona göre şekil alır. Çocukların neyi yapamadığının farkında olmayan ailelerin beklentileri yüksek olur. Örneğin aynı yaşta iki çocuk düşünün ve biri kalem tutuyor diğeri tutamıyor. Ailenin beklentisi hemen çocuğununda aynı şekilde kalem tutması olabilir. Çocuk tutmakta zorlanıyor , küçük kas becerileri daha olgunlaşmamış ve daha önce kalem ile tanışıp yeterince pratik yapmamış olabilir. Aile burada kendi deneyimlerini gözden geçirip çocuğunun kalem tutmasını nasıl sağlayabilirim? sorusuna cevap bulması gerekir. Çocuğunun yapabildiklerine odaklanarak beklentisini de düzenleyebilir. Aksi takdirde çocuğa defalarca “başarısızlık” duygusunu yaşatmış olacaksınız ki, küçük çocuklar hep başarmak ister ve başaramadıkları zaman çok sinirlenirler. Yapamıyor diye çocuğunuzu kalem ile tanıştırmakta da geç kalmayın. Eğlenceli yollar deneyerek onun yapabilmesine destek olun.
 
Kendi oyun becerilerinizi geliştirin:
 
Oyun oynamayı bilen ve bundan keyif alan aileler, oyun oynarken olumlu iletişimi kendiliğinden kurarlar ve çocukları ile ileriki yıllarda daha az çatışma içine girerler. Çocuklarını oyun oynarken yönetme becerisini de kazanırlar. Bu açıdan oyun dağarcığını geliştiren bir aile olmayı tercih etmelisiniz. Örneğin şarkılar, parmak oyunları, blok inşa oyunları, evcilik oyunu, tamircilik oyunu, hareket içeren oyunlar vs. Ne kadar çok oyun oynamayı bilirseniz çocuğunuzla ne yapacağınızın, nasıl zaman geçireceğinizin kaygısını yaşamazsınız.
Her şey çocuklarımızın gelecekte daha iyi bir birey olmasını sağlamak.
Kaynak: http://www.uzmanannem.com/
Yazıyı Oylayın


Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading...
Menu Title