“En iyi anne” olmak mümkün mü?

Her kadın doğası gereği, hamilelik sürecinin üstesinden gelme ve doğumdan sonra da çocuğuna gerektiği gibi bakma ve büyütme becerisine sahiptir. Ancak hamilelikte ve sonrasında meydana gelen hormonal değişmeler, iş hayatı, metropol hayatı, aile ve çevre baskısı gibi nedenlerle ”en iyi anne olmak” zorunluluğunu hissedebilir. Bu zorunluluğa düşen çoğu annede ”Yetersizlik Sendromu” denilen yetersizlik hissi doğar. Birçok yeni annenin hamilelikle birlikte başlayan ve anneliğin ilk ayları boyunca devam eden yetersizlik hisleri olabilir. Hamilelik sonunda yüksek olan Östrojen, Progesteron ve böbreküstü bezi hormonlarının, doğumdan sonra aniden azalması, bu sıkıntıların başlıca nedenlerindendir. Özellikle ilk çocuğunu dünyaya getiren annelerde daha sık rastlanmaktadır.

Hamilelik döneminde her şeyi doğru yapmadığını düşünen anne adayının yetersizlik hissi burada başlar. Sütü gelmeyen ya da bir rahatsızlıktan ötürü sütü çocuğuna yetmeyen annelerde ise bu durum ciddi bir psikolojik sıkıntıya dönüşebilir.

Bu hisse kapılmayı önleminin en basit yolu; bir anne olarak sınırlarının ve yapabileceklerinin farkında olup, çocuğu için yapamayacağı hedefleri kendine koymamaktır.

Yetersizlik hissine kapılmamak için başka neler yapılabilir?

Sorun ciddi boyutlarda ve kendi hayatınızla beraber, çocuğunuzun hayatını da etkileyebilen durumlara gelmişse, kesinlikle bir uzmanla görüşün.

Bütün gününüzü bebeğinizle geçirmeyin. Sosyal yaşama olabildiğince çabuk karışın.

Günde en az birkaç saatinizi bebeğinizden ayrı geçirin.

Bebeğiniz olmadan önce yaptığınız ve kendinizi mutlu hissettiğiniz aktivitelere mümkün olduğunca devam etmeye çalışın.

Bir anneden önce bir kadın olduğunuzu asla kendinize unutturmayın. Kişisel bakımlarınızı, kendinize ayırdığınız özel anlarınızı aksatmayın.

Kendinizi asla başka anneler ve onların çocuklarıyla karşılaştırmayın.

Her zaman eşinizden, varsa kardeşlerinizden destek almaya çalışın. Kendinizi yalnız hissetmeyin.

Cinsel hayatınızı aksatmayın.